Welcome to Our Website

‘Gamalı haç’ nasıl ‘Nazi’ sembolü oldu?

“Svastika”nın, 1930’lu yıllardan itibaren sağa bakan versiyonu “Nazi sembolü ve Arî ırkın simgesi” hâline gelene kadar “uğur ve iyi şans” sembolü olarak kabul edilmekteydi. Bir figürün, kısa süre içinde korkutucu bir gücün elinde nefret edilen bir sembole dönüştürülmesi insanlık adına ne acı bir sonuçtur.

Çocukluk günlerimden itibaren bazı sembollere karşı özel bir ilgi duyarım. İlgimi çeken sembollerin ilki “Mührü Süleyman”, diğeri ise “Svastika”dır. Svastika genelde “Gamalı haç” olarak bilinmekte olup bir dönem Nazi yönetimi tarafından alabildiğine kullanıldığı için Batı toplumu üzerinde çok olumsuz bir imajı vardır.

Budist Tapınağı’nda Svastika

Svastika tarihi

Svastika’nın bilinen en eski örneği günümüzden yaklaşık on iki bin yıl öncesine dayanmaktadır. Ukrayna’da bulunan, mamut dişinden yapılmış kuş şeklindeki bir figürün, doğurganlık sembolü olarak kullanılmış olabileceği bu nedenle üstünde birbirine bağlı Svastika motiflerinden oluşan desenler bulunduğu görülmüştür. Tunç Çağı’ndan (MÖ 3000-1200) itibaren yaygınlaşmaya başlayan bu motifin en erken örneklerine Neolitik dönem (MÖ 10.000-6000) figürlerinde de rastlanmaktadır. Bu figürün nasıl ortaya çıktığı bilinmiyor. Muhtemelen gece gökyüzündeki bir kuyruklu yıldızdan geldiği düşünülüyorsa da, basit, zarif, oluşturulması kolay geometrik şekil olması uygulanmasını kolaylaştırmaktadır.

Buda’nın bedeninde Svastika

“Svastika”, Sanskritçe bir kelime olup tarih öncesi dönemlerden beri kullanılan sembol olarak Hint dillerinde “Kutsallığı” ifade etmektedir. Batı dünyasında 1930’lu yıllardan itibaren sağa bakan versiyonu “Nazi sembolü ve Arî ırkın simgesi” hâline gelene kadar “uğur ve iyi şans” sembolü olarak kabul edilmektedir. Binlerce yıldır, “uğur ve iyi şans” sembolü olarak kullanılan bir figürün, kısa süre içinde korkutucu bir gücün elinde nefret edilen bir sembole dönüştürülmesi insanlık adına ne acı bir sonuçtur. Bu sembolün yıkıcı ve yok edici coğrafyasından uzak ülkelerde “uğur ve iyi şans” sembolü olarak kullanımına devam edilmekte olup günümüz Hindu düğün törenlerinde de sıkça kullanılmaktadır. Hindistan’da kutsal bir sembol olarak kullanılması, bu sembolün yüz yıllarca korunmasını ve yaygınlaşmasını sağlamıştır. Hinduizm’de iki sembol (sağa dönük-sola dönük) yaratılışın tanrısı Brahma’nın iki formunu temsil etmektedir. Sağa dönük sembol; evrenin evrimini temsil ederken, sola dönük sembol evrenin içe dönüşünü temsil etmektedir. Dört kol ise dört yöne işaret etmektedir.

Kufi yazıda Svastika

Gök Çarkı

Svastika, Avrasya bozkırlarında ve Türk kültüründe de önemli bir semboldür. Polaris / Kutup Yıldızı etrafında dönen dört takımyıldızını sembolize eden ve Büyük Ayı Takımyıldızı’nın görüntüsü olarak kabul edilen Gök Çarkı’dır. Dört yöne uzanan kolları ile tek evreni simgelediği düşünülmekteydi. Şaman inancına göre dört yön-dört mevsim gibi döngüleri ifade eden Gök Çarkı’nın, bir merkez ve Tanrının kapısı sayılan Kutup Yıldızı etrafında döndüğüne inanılır.

Tanrı’nın eli

Gamalı haç

Günümüz dünyasında bilim insanları dışında bu sembole “Gamalı haç” denilmektedir. Gamalı haç ismi Yunanca gama “Γ” harfine ve haç şekline “+” atfen verilmiştir. Erken dönem Hristiyanlık ve geç dönem Roma İmparatorluğu’nda bu isimle anılmaya başlanır. Haçın çengelli versiyonu olan bu sembolün, insanın ölüme karşı zaferini sembolize ettiği kabul edilmektedir. Majiayao kültürüne, yani MÖ 2200-2000 yılları arasına tarihlenen geometrik desenli toprak kaplar üzerinde Svastika figürleri yer almaktadır. Genellikle hayali bir kare form içinde yer alan bu figür, kullanıldığı alana göre daire gibi her türlü formda kendine yer bulmaktadır. Dönen bir çark imajını taşıyan ve dinamik bir görüntü içeren bu esnek sembolün yapısını fazla deforme etmeden çeşitli formlara dönüşebilmesi hemen her kültürde kendine yer bulmasını sağlamıştır. Çeşitli kültürlere ait farklı stilizasyonlar ile Svastika’nın kollarının artırılması, eksiltilmesi, yönünün değiştirilmesi gibi pek çok müdahale ile yeni ve özgün biçimler elde edildiği bilinmektedir.

Hikâye, Çanakkale çevresindeki Hisarlık Tepesi’nin “Truva” olduğuna inanan Heinrich Schliemann’ın yaptığı arkeolojik araştırmalar sonrası başlar. Truva’daki çeşitli buluntularda Svastika ile karşılaşan Schliemann, VI. yüzyıl Germen çanak çömleklerinde görülen figürlerle bir benzerlik fark eder. Bu figürün önemli ve evrensel bir tarih öncesi inancın sembolü olduğunu düşünür ve bunu sık sık dile getirir. Schliemann’ın sansasyonel kazılarının haberi kısa süre içinde dünyaya yayılır. Hemen ardından Avrupa ve Kuzey Amerika’da hemen her yerde görülen bir figür hâline gelir. Reklamlarda kullanılır, rozetler ve madalyonlar yapılır. Svastika, şans ve başarıyla yakın ilişkili bir figürdür. Aryanlar olarak bilinen eski bir ırkın sembolü olduğuna inanan Alman milliyetçilerinin bayrağı hâline gelir. Üçüncü Reich savaşı başlattığında, kırmızı zemin üzerine beyaz daire içindeki siyah gamalı haçla süslenmiş bayraklardaki Svastika nefretin yerini alır. Ardından, ne yazık ki bazı akademisyenler ve aşırı milliyetçiler, Svastika’nın Avrupa ve Asya’daki varlığının eski bir Arî ırkı desteklediğini ileri sürerek, bu düşünceyi daha da ileri taşırlar.

Majiayao kültüründe Svastika

Gamalı haçın yozlaşması

Birkaç yıl içinde “Svastika” yozlaşır, binlerce yıldır pek çok kültürde taşıdığı sembolizm tersine döner. Geçmişte her zaman umut ve pozitif yaşam işareti olarak, güneşi ve yaradılışın sonsuzluğunu sembolize eden bin yılların figürü adını aldığı “refah için elverişli” anlamına gelen sözcükten farklı bir anlam taşımaya başlar. Nefret ideolojisinin sembolü olan “Nazi gamalı haçı” Doğu kültürlerinde uğurlu ve kutsal bir sembol olarak Budist ve Hindu toplumu arasında popülerliğini korusa da Batı toplumlarında lanetlenmektedir.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, gamalı haçın halka açık bir şekilde sergilenmesi Almanya’da yasaklanır ve günümüzde hâlâ yasa dışıdır. Batı dünyasında nefret edilen, aşağılanan bu figür aşırı sağ ve beyaz üstünlüğü yanlısı gruplar tarafından özellikle Amerika’da güçlü bir sembol olarak kullanılmaya devam edilmekte.

Buna karşın “Svastika” Hindistan’ın bazı bölgelerinde -tapınak girişlerinden taksilerin üzerine kadar- her yerde görülmektedir. Özellikle Hinduizm’in en önemli festivallerinden biri olan “Diwali Festivali / Işık Bayramı” sırasında, kötü karşısında iyinin, cehalet karşısında bilginin ve karanlık karşısında ışığın, zaferinin kutlanması, pek çok ışık kaynağı ile tasvir edilmesi hayranlık uyandıran bir gösteridir.

Svastika’nın her zaman birbiriyle çelişen iki zıt yorumu olacağı asla unutulmamalıdır. Her ikisi de insanlığın geçmişinin ve geleceğinin bir parçasıdır; biri insanlığın en kötü yanını, diğeri ise en iyi yanını sembolize etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir