Şef Ömür Akkor: Geleneklerime ve kültürüme çok bağlıyım
Hülya Koçyiğit’in programının bu haftaki konuğu, gastronomi çalışmalarının yanı sıra sosyal sorumluluk projeleriyle de dikkat çeken, 25 yıldır Türk mutfağı üzerine çalışan, yemek araştırmacısı ve şef Ömür Akkor oldu.
Antepli ve Kilisli bir ailede mutfakla iç içe büyüdüğünü ifade eden Ömür Akkor, “Babaannem Halepli, anne tarafım da Kayseriliydi. O sebeple mutfak bizim evde hep odak noktasıydı. Sabah biz uyanmadan rahmetli anneannem bize su böreği açardı. Sabaha karşı meşe odununda pişen yemeklerin kokusuna uyanırdık. Bu açıdan yemek sesleri, kokuları ve diğer her şeyiyle bizim ev 5 duyuya hitap ediyordu” diyerek mutfağa büyüdüğü evden aşina olduğunu dile getirdi.
“ODALARI TEMİZLEDİM”
Henüz öğrenciyken çalışma hayatına atılan başarılı Şef, “Lisedeyken maddi durumumuz kötüleşince yaz aylarında çalışmaya başladım. Bodrum’da bir pansiyonda odaları temizliyordum, mutfağa yardım ediyordum, bulaşıkları yıkıyordum. Daha sonra bende cevher olduğunu fark ettiler. Bu tecrübelerin bana çok fayda sağladığını düşünüyorum. Okullar çok kıymetli fakat erken yaşta iş disiplinine girmek de çok önemli. Başarılı birçok insana bakarsanız direkt okuldan transfer değil de okulla beraber mutlaka işini de götüren insanlar olduğunu görürsünüz” dedi.
Gönüllülük projeleriyle de dikkat çeken Akkor, “Askeri üslere yemek yapmaya gittim. Hakkâri’de, Şırnak’ta sınırın diğer tarafındaki askerlerimizi ziyaret ettim. Mesleğimi sadece restorana gelen misafirlerim için değil herkes için yapmak istiyorum. Bu yüzden en sevdiğim görevlerden bir tanesi de değerli Türk Silahlı Kuvvetleri personeline yemek yapmak ve onlarla vakit geçirmek. Bazen kendime nöbet de yazdırıp nöbete de çıkıyorum. Hayatı bambaşka bir noktadan deneyimlemiş oluyorum” şeklinde konuştu.
“YEMEKLERİM GEÇMİŞİ HATIRLATIR”
Ömür Akkor, iyi bir şef olmanın altında yatan sırları ise şu cümlelerle açıkladı:
Çalıştığım restoranları bir kültür üzerine inşa etmeye çalışıyorum. Geleneklerime ve kültürüme çok bağlıyım. Siz de benim yemeklerimi yerken geçmişi hatırlıyorsunuz. Bu toprakların inanılmaz bir hikayesi var. Yemekleri bu toprağın hikayesiyle, bu toprağın malzemesiyle ve bu toprağın insanlarıyla beraber pişirdiğinizde öne çıkmış oluyorsunuz.