Mis gibi kokuyor ama sağlığımızı bozuyor | Kansere ve kalp hastalıklarına zemin hazırlıyor! İşte endokrin bozucu kimyasallar…

“`html

Kişisel Bakım Ürünlerindeki Kimyasallar Sağlığımızı Tehdit Ediyor

Günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız deterjanlar, yumuşatıcılar, oda spreyleri ve hoş kokulu mumlar, hepsi parfüm içeriyor. Ancak bu parfümlerin içinde bulunan “endokrin bozucu” kimyasallar, hormon dengesini bozmaktan daha fazlasına neden olabiliyor. Bu zararlı maddeler, sadece hormonal sistemimizi etkilemekle kalmayıp, kanser ve kalp rahatsızlıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına da yol açabiliyor.

Kişisel bakım ürünlerinin güzel kokuları konusunda hepimizin bir zaafı vardır. Özellikle parfümlere karşı duyduğumuz ilgi göz ardı edilemez.

Çevremizdeki mikroplastikler ve hava kirliliği gibi faktörlere kıyasla bir parfüm sıkmanın önemi çok az gibi görünebilir, ancak bilim insanları, birçok kişisel bakım ürününde yer alan bazı kimyasallarla ilgili giderek artan endişeler taşıyor. Bu kimyasal, ftalat olarak adlandırılıyor.

Ftalatlar, parfüm, oje ve saç ürünleri gibi birçok üründe bulunuyor ve insülin direnci, kardiyovasküler hastalıklar ve nörogelişim bozuklukları ile ilişkilendiriliyor.

JAMA Network Open’da yayımlanan bir çalışmada, kişisel bakım ürünlerinden kaynaklanan yüksek idrar ftalat düzeylerinin, ergenlerde hiperaktivite riskinin %25 artmasıyla bağlantılı olduğu ortaya kondu.

İdrar testi, böbreklerin sıvıyı tutma veya atma yeteneğini değerlendirir.

Başka bir araştırma ise ftalat maruziyetinin matematiksel performansın azalmasıyla ilişkili olduğunu göstermiştir.

Çocukların ftalatlara maruz kalması konusunda yoğun endişeler mevcut. Bu sebeple Amerika Birleşik Devletleri’nde belli başlı kimyasal türleri çocuk oyuncakları, emzikler ve biberonlar gibi ürünlerde yasaklanmıştır.

Teksas Üniversitesi’nde farmakoloji ve toksikoloji profesörü olan Andrea Gore, endokrin bozucu kimyasallar üzerindeki araştırmalara liderlik ediyor. Gore, bu maddelerin zararlarının ortada olduğunu söyleyerek, özellikle yeni aileler ve çocuk sahibi ebeveynler için bu kimyasallara maruziyetin azaltılması gerektiğini vurguladı.

Washington Post’a verdiği röportajda Gore, parfümlerde, parfümlü kremlerde, şampuanlarda ve kokulu deterjanlarda ilave kokulardan tamamen kaçınılmasını öneriyor.

Zararlı Parfüm Kimyasalları

Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Seher Tanrıkulu, ftalatların çocuklarda hormonal işleyişi bozabileceğine ve gelişimsel sorunlara yol açabileceğine dikkat çekti. Doğum öncesi maruziyetin, üreme sistemine zarar vererek anogenital mesafeyi kısaltabileceğini ve erkek çocuklarda genital gelişim sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Ayrıca, ftalat maruziyetinin erken ergenlik ve ergenlik dönemindeki değişikliklerle ilişkili olduğunu ekledi.

Endokrin bozucu kimyasallar nelerdir?

Endokrin sistemi; büyümemizi, ürememizi ve vücudumuzdaki birçok işlemi yöneten hormonları üreten çeşitli bezlerden oluşur. Endokrin bozucu kimyasallar (EDC), günlük yaşamda kullandığımız ürünlerde sıkça yer almakta ve vücudumuzun hormon dengelerini etkileyebilmektedir.
Endokrin Derneği, yüzlerce kimyasalın endokrin bozucu olabileceğini bildirmektedir.

Endokrin bozucu kimyasallar (EDC’ler), gündelik yaşamımızda sıkça maruz kaldığımız ve sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri olabilen maddelerdir. Genellikle sanayi süreçlerinden kaynaklanan EDC’ler, hava, su, toprak ve birçok yaygın üründe bulunmaktadır.

Doç. Dr. Seher Tanrıkulu

PFAS, bilinen bir endokrin bozucu kimyasal grubudur ve ftalatlar ile parabenler, sabun ve şampuan gibi ürünlerde yaygın olarak bulunur. Bu maddeler, daha birçok alanda da kullanılmakta olup, ftalatlar gıdalarımızda bile mevcuttur.

Sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek, EDC içermeyen kişisel bakım ürünleri kullanmak, sağlık açısından faydalı olabilir. Örneğin, 2023 yılında yapılan bir araştırmada, ftalat ve paraben içermeyen ürünlere geçtikten 28 gün sonra kadınların idrarlarında bu kimyasalların seviyeleri azalmakla kalmayıp, meme dokularında kanserle ilişkili gen ekspresyonunda da azalma gözlemlenmiştir.

EDC maruziyetini nasıl azaltabilirsiniz?

Makul değişiklikler yapın:

Louisville Sağlık Üniversitesi’nden endokrinolog Rebecca Jeun, “Endokrin bozucuların tüm kaynaklarını düşünmek zor, bu yüzden yaşam tarzımıza uygun sürdürülebilir değişiklikler yapmalıyız.” şeklinde tavsiyelerde bulundu.

Tüm güzellik ürünlerinizi değiştiremeyeceğinizi bildiren Jeun, EDC maruziyetini azaltmak için, konserve ve işlenmiş gıdaların tüketimi gibi diğer alanlarda da önlemler almayı öneriyor.

EDC Maruziyeti

Ftalat içermeyen ürünler kullanın:

Almayı düşündüğünüz ürünlerin web sitesinde veya ambalajında ftalat ve paraben içermediği belirtiliyorsa, buna dikkat edin. Ancak, içerik listelerine yalnızca “koku” teriminin yer aldığını unutmamak gerek; bu, açıkça belirtilmeyen bir ftalatın varlığı anlamına gelebilir.

Düzenli bir kişisel bakım rutini benimseyin:

Ergenlik dönemindeki çocuklarınızla güvenli ürünler kullanma konusunda sohbet edin. NYU Grossman Tıp Fakültesi’nden pediatrist Carol Duh-Leong, “Eğer çocuklarınız güzellik veya cilt bakım ürünlerine ilgi gösteriyorsa, onların güvenli bulduğu ve günlük sağlık rutinlerinde kullanacakları yüz yıkama, nemlendirici (yağ ve parfüm içermeyen) ve güneş kremi seçimlerine proaktif yardım edin.” dedi.

Güvenli Ürün Seçimleri

Çocuklar için üretilen parfümler ve makyaj ürünleri zararlı mı?

Tanrıkulu, çocuklara yönelik parfüm ve makyaj ürünlerinde ftalat gibi kimyasalların bulunabileceğini belirtiyor. Bu maddeler hormon dengelerini bozarak erken ergenlik, gelişimsel bozukluklar ve cilt hassasiyetine neden olabilir. Özellikle bebekler ve küçük çocukların bu tür ürünlere maruz kalması uzun vadede ciddi sağlık sorunları yaratabilir.

Parfüm ve benzeri ürünlerdeki yoğun kokular akciğerlere zarar verebilir mi? Kullanırken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Tanrıkulu, parfüm ve sprey ürünlerdeki kimyasalların kapalı alanlarda solunmasının akciğer tahrişine ve alerjik reaksiyonlara yol açabileceğine dikkat çekerek, sağlığımızı ve sevdiklerimizi korumak için bu tür kimyasalların farkında olmanın ve maruziyeti en aza indirmenin önemine değindi.

Kimyasal Maruziyet

Bu konuda yapılan araştırmaları eleştiren görüşler de mevcut. Bu görüşler, ftalatlar ve diğer EDC’lerle ilgili verilerin kesin olmadığını ve insanlarda ideal bir randomize kontrol deneyinin yapılmadığını öne sürüyor. Gore ise bu tür argümanların, daha fazla düzenlemeye karşı çıkan üreticiler tarafından sıkça dile getirildiğini belirterek, böyle bir deneyin yapmanın “neredeyse imkansız ve kesinlikle etik dışı” olduğunu ifade etti. “Bu nedenle bir kimyasalın etkilerini kanıtlamak için çoğunlukla hücre hatları ve laboratuvar hayvanları kullanıyoruz.” diyerek ekledi.

Endocrine Society tarafından yapılan açıklamalarda, bu tür deneylerin EDC’lerin sağlık sorunlarına neden olduğuna dair “reddedilemez kanıtlar” sunduğu belirtiliyor.

Gore, “Eğer bir kimyasalın hayvanlarda endokrin bozucu etkileri varsa, bunun insanlar üzerinde de benzer sonuçlar doğurması son derece yüksek bir olasılıktır. Endokrin sistem hormonları, hayvanlar ve insanlar arasında yapısal ve işlevsel olarak aynı olmasa da büyük benzerlikler taşımaktadır.” şeklinde bir yorumda bulundu.

Bir doktor olarak sağlık seçimlerimizi akıllıca yapmamız gerektiğini vurgulayan Gore, EDC’lere maruz kalmanın bireylerin sperm veya yumurta hücrelerini nasıl etkilediğine dair ortaya konan bulguların son derece endişe verici olduğunu belirtti. Bu durumun kalıtsal olabileceğini ve gelecekteki nesilleri etkileyebileceğini ekleyerek, “Hiç kimse torunlarının daha ana rahmine düşmeden hasta olmasını istemez.” dedi.

Sağlık Tehditleri

Düşük Düzeylerde Bile Ciddi Yan Etkileri Var

Endokrin bozucu kimyasallar çocuklar ve yetişkinler üzerinde nasıl olumsuz etkiler yaratabilir?

Endokrin bozucu kimyasalların yağ dokusunda birikip zamanla kana sızmasının, uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirten Doç. Dr. Seher Tanrıkulu, farklı EDC türlerinin birleşerek sinerjik etkiler oluşturmasının endokrin sistem üzerindeki etkilerini daha karmaşık hale getirdiğini ifade etti. Ayrıca, “Bu kimyasallara maruziyetin düşük dozlarda bile önemli etkiler yaratabildiği ve hassas dönemlerde (çocukluk, hamilelik) daha büyük risk oluşturduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bu maddeler, hormonların sentezi, salgısı ve metabolizması üzerinde olumsuz etkilere yol açarak, obezite, diyabet, kısırlık ve bazı kanser türleriyle ilişkili bulunmaktadır. Üstelik bu maddeler plasenta yoluyla fetüse geçebilir ve epigenetik değişikliklere neden olarak gelecek nesilleri etkileyebilir. Çocuklarda gelişimsel problemler, erken ergenlik ve nörogelişimsel bozukluklar oluşturabilir.

Ftalatlar kozmetik ürünlerin dışında nerelerde kullanılır?

Ftalatlar, plastik ürünlerin esnekliğini artırmak amacıyla yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Doç. Dr. Seher Tanrıkulu, ftalatların diğer kullanım alanlarını şu şekilde sıraladı:

  • Gıda ambalajları ve plastik kaplar (özellikle mikrodalga kullanıldığında gıdalara geçiş yapabilir)
  • Oyuncaklar ve medikal ekipmanlar
  • İnşaat malzemeleri (PVC kaplamalar)
  • Evde kullanılan ürünler (yer kaplamaları, mobilya, deterjanlar)

Ftalatların gıdalara ve iç mekan havasına geçiş yaptığını da unutmamak gerekir.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir