‘Cenk’ ile bir alanda daha dışa bağımlılık bitti
5 mins read

‘Cenk’ ile bir alanda daha dışa bağımlılık bitti

Geçtiğimiz günlerde hem Akhisar ve Koçhisar’ın denize indirildiği hem de Pakistan için üretilen Babur gemisinin teslimatının yapıldığı törende kritik bir detay vardı. TCG İstanbul’da kullanılan ve Türk mühendislerce geliştirilen Cenk-S radarına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’nin bir alanda daha dışa bağımlılığı sona erdirdiği görüşünde…

Türkiye’nin Mavi Vatan konsepti kapsamında özellikle denizlerde gelmek istediği nokta ve izlediği yol haritasının en önemli kolonlarından biri hiç şüphesiz MİLGEM olarak kısaltılan Milli Gemi Projesi…

Aslında bu proje sadece Ankara’nın kendi ihtiyaçları için değil, ‘made in Türkiye’ imzalı deniz platformları ihracatı açısından da oldukça değerli. Bilindiği üzere Türk savunma sanayiinin deniz platformları alanında tek kalemde gerçekleştirdiği en büyük ihracat Pakistan MİLGEM Projesi.

Bu program, Pakistan Donanması için 4 adet MİLGEM ADA Sınıfı Korvet’in üretilmesini kapsıyor. Bu korvetlerden ikisi ülkemizdeki İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda diğer ikisi ise Pakistan’daki Karaçi Tersanesi’nde inşa ediliyor.

TCG İSTANBUL’DA ‘CENK’ DETAYI GÖZLERDEN KAÇMADI

İşte bu projenin en önemli virajlarından biri dönüldü ve Pakistan MİLGEM Projesi’nin ilk gemisi olan PNS Babur (F-280) geçtiğimiz hafta düzenlenen törenle Pakistan Deniz Kuvvetleri’ne teslim edildi.

Aynı törende Türk Donanması’nın envanterine girecek HİSAR Sınıfı Açık Deniz Karakol Gemileri Akhisar (P-1220) ve Koçhisar (P-1221) da suya indirildi.

Bu tarihi günde tersanedeki törene katılan davetlileri MİLGEM Projesi’nin ilk gemisi TCG Heybeliada ve ilk firkateyni TCG İstanbul da selamladı. TCG İstanbul Firkateyni’nde hava arama radarı olarak Fransız Smart S Mk2 yerine yerli/milli radar CENK-S’nin kullanılması dikkatlerden kaçmadı.

CENK-S radarının hem milli deniz platformları hem de Türk askeri denizciliği için ne anlama geldiği ile ilgili Denizcilik ve Savunma Sanayii Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

ÜRETİLMESİ EN ZOR RADARI ORTAYA KOYDUK

Radar konusunda Türkiye’nin son yıllarda büyük bir atılım gerçekleştirdiğini belirten Erkan, deniz sistemlerinde en önemli ve üretimi en zor radarın ‘üç boyutlu hava arama radarı’ olduğunu söyledi.

Erkan, Cenk-S öncesinde Türk gemilerinde önce Alman sonrasında Hollanda radar sistemlerinin kullanıldığını ifade etti.

EN KRİTİK PARÇALAR DAHİ TÜRKİYE’DE ÜRETİLEBİLİYORDU

Konuyu Türk Donanması’nın halihazırda ana hava radarı olarak görev yapan Smart S’ye getiren Erkan sözlerine şöyle devam etti:

“Açıkçası bu radar, zamanında Hollanda firması ile çok iyi bir üretim ve teknoloji transferi anlaşmasıyla ülkemize kazandırıldı. Öyle ki, radarın tüm kritik bileşenleri ülkemizde üretildi. Hatta bu durum bir adım öteye taşındı ve Smart S’in dünyanın dört bir yanına gönderdiği ürünlerde ülkemizde üretilen ara parçalar kullanıldı. Ardından firmayı Fransızlar satın aldı. Sonrasında yaşananlar bize yerli sistemlerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Herhangi bir çıkar çatışması yaşamadığınız bir ülkenin firması ile yaptığınız anlaşma sorunsuz ilerleyebilir. Ancak o firmayı çıkar çatışmanız olan bir ülke satın aldığında radarınız ile ilgili kritik bilgileri elde edebiliyorlar. Bu da yetmiyor, satış izni için de sorun çıkarabiliyorlar.”

YERLİ SİSTEMLE TÜRKİYE ÇOK KRİTİK BİR KAZANIM ELDE ETTİ

Kozan Selçuk Erkan, diğer ürünlerde olduğu gibi hava arama radarında da benzer sıkıntılar olabileceğini anımsatıyor ve “Neyse ki şimdi yerli/milli imkanlarla kendi hava arama radarımızı ürettik ve bu risk de ortadan kalktı. Haliyle karşı tedbir uygulamak da daha zor olacak” diyor.

Geldiğimiz noktada artık çok çeşitli yüksek teknoloji radarlar ürettiğimize dikkat çeken Erkan, kritik bileşenleri yerlileştirdiğimizi ve bu saatten sonra kesinlikle yerli radar çözümleriyle yola devam edileceğini vurguluyor.

İHRAÇ ETTİĞİMİZ GEMİLERDE BU RADAR KULLANILABİLİR

Yeni dönemde Türk üretimi radarların sahada kendilerini kanıtladıkça ihracat potansiyellerinin de katlanarak artacağının altını çizen Erkan ve sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Bu radarları sadece kendi başlarına daha net bir ifadeyle ‘tekil ihracat ürünü’ olarak da satabilirsiniz. Ancak bu tür ürünler savaş gemisi satışında önemli bir etken oluyor. Gemiyi Türkiye’den alacak ülke, radarı da bizden almayı tercih edecektir. Ayrıca, Pakistan örneğinde olduğu gibi diğer ülkelerle ortak üretim çalışmalarımız var. Bu platformlarda yerli sistemleri kullanmamız gelecekte o ülkelerin başka platformlarında da ana radar olmamızı sağlar. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda Cenk-S radarı tam bağımsız savunma sanayi için çok önemli bir kazanım olarak karşımıza çıkıyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir