Uzmanlar uyardı: Bu hastalıkta zaman kaybedilmemeli, ölüme yol açabilir!
Tümör beyinde çıktığında ya da beyne sıçradığında hastaların yaşamlarını tehdit edebiliyor. Özellikle vücudun başka bir yerinden beyne sıçrayan ve kötü huylu tümörler; solunum ya da kalbin çalışma dengesini bozuk ani ölümlere yol açabiliyor. Modern ve teknolojik tedavi yöntemleri ile beyin tümörlerinde çok başarılı cerrahi işlemler uygulayabildiklerini ifade eden Doç. Dr. Enis Kuruoğlu, beyin tümörleri hakkında önemli bilgiler verdi.
“BEYİN TÜMÖRLERİNDE ZAMAN KAYBI ÖLÜME YOL AÇIYOR”
Zamanın benin tümörlerine müdahalede çok önemli olduğunun altını çizen uzmanlar şu noktalara değiniyor:
“Beyin vücudun ana merkezidir. Vücudun diğer bölgesindeki tümörler de dahil özellikle beyine sıçradığı zaman insanın yaşamsal fonksiyonları kontrol eden en önemli organa saldırmış oluyor. Beyin, kafatası içinde olduğu için oraya sıçrayan bir tümör ya da beyinin kendi dokusundan oluşan bir tümörün dışarı çıkabilme ya da beynin içindeki basıncı azaltma özelliği yoktur. O yüzden, kafatası bizi korur ama beyin tümörü gibi konularda bizim için kötüdür. Tümör kafatasından çıkamadığı için ‘beyin sapı’ dediğimiz boyunun birleşim yeri olan solunum ya da kalbin çalışma merkezine bası yapabilir. Bunlar da ani ölüme sebep olabilir. O yüzden beyin dokusundaki bir tümörde çok hızlı karar verip, tedavi uygulamak gerekir. Beyin tümörlerinde zaman kaybı ölümle sonuçlanabilir”
“GENETİK BAĞLANTILI TÜMÖRLER GENELDE 10 YAŞ ALTINDA GÖRÜLÜYOR”
Beyin tümörü diğer tümörler gibi farklı anormal hücre gruplarının çoğalması ile meydana gelir. Beyin tümörünün oluşmasında genetik hadiseler ön planda yer alır. Bunun dışında çevresel faktörler de etkilidir. Maruz kalınan toksik maddeler, radyasyon, elektromanyetik alan, sigara kullanımı, uyuşturucu madde kullanımı ve enfeksiyonlara bağlı da beyin tümörü olabilir. Beyinde birçok bölüm vardır. Her bölüm vücudun farklı yerlerine hükmeder. Tümörün bulunduğu bölgeye göre kişide bazı belirtiler ortaya çıkabilir. Tümör; kol ve bacağı kontrol eden yerdeki sinirleri baskılarsa kol ve bacaklarda güçsüzlük olabilir, hareket etmekte zorluk olabilir. Görme merkezinde olursa cismin yarısı görülmeyebilir, çevreyi algılayamayabilir, konuşma bölgesinde ise konuşamaz, anlama bölgesinde ise olayları algılayamaz. Beyin tümörlerinde genetik bağlantılı tümörler genelde 10 yaş altında görülüyor. Bunlar genelde de kötü huylu tümörler olarak dikkat çekiyor. Ardından da 70 yaş üstünde sıklıkla görülüyor
“İYİ HUYLU TÜMÖRLERDE CERRAHİ KESİN ÇÖZÜMDÜR”
Tümörler birincil yani beynin kendinden kaynaklanan tümörler ve ikincil tümörler ise vücudun herhangi bir yerinde çıkan bir tümörün beyne sıçraması ile meydana gelmesidir. İkincil tümörler de kötü huylu tümör olarak geçer. Birincil, beynin kendinden kaynaklanan tümörler de iyi ve kötü huylu olarak 2’ye ayrılır. İyi huylu tümörlerde cerrahi kesin çözümdür. Tümör çıkartılır ya da bir kısmı çıkartılır. Bu tümörlerde, kitle çıkarıldığında hastada bir daha tümör görüşmesi görmeyiz. Kötü huylu tümörlerde tümör çıkarıldıktan sonra hastaya ikincil tedavi olarak ışın, kemoterapi ve ilaç tedavisi gibi ek tedaviler vermek gerekir. Özellikle iyi huylu tümörler genellikle çok büyüyünce fark edilir. Beyin içinde oluşan tümör direkt bir ağrı oluşturmaz. Beynin ağrı duyusu yoktur. Tümör çok büyüyüp beyin zarını etkileyince hasta baş ağrısı hissetmeye başlar. O yüzden iyi huylu tümörler çok büyümeden bulgu vermeyebilir. Her baş ağrısının altından beyin tümörü çıkmaz ama baş ağrısı olan, daha önce bir hastalığı olmayan insanlar mutlaka görüntüleme yöntemi ile kontrol edilmelidir.
“TÜMÖR İYİ HUYLU İSE, MÜDAHALE ETMEDEN TAKİP EDİYORUZ”
Bazı beyin tümörlerinin hastanın sağlığına olumsuz etki etmediğini belirten Kuruoğlu, “Hastada tümör tespit ettiğimizde radyolojik olarak da iyi huylu olup olmadığını gözlemliyoruz. Eğer tümör fazla büyük değilse ve hastanın sağlığına risk oluşturmuyorsa 5-10 yıl sonra cerrahi uygulamadan takip yapabiliyoruz. Tümörde büyüme olursa çıkartılabiliyor. Kötü huylu tümörlerde ise geç kalınmaması gerekiyor. Hastada tümör tespit edildiği zaman mutlaka patolojik tanı alınması gerekiyor. Hatta tümör çıkarılabilecek gibi ise çıkarılması gerekiyor. Tümör kötü bir yerde, çıkarılması imkansız bir yerde ise, hasta ameliyattan sonra yatağa bağımlı kalacak, bilincini kaybedecekse küçük bir biyopsi alıp tümörün adını koyarak tedavi yöntemini belirliyoruz. Bunlara da ışın, gamma knife (odaklanmış ışınların hedef dokuya tek bir seferde verilmesi), kemoterapi tedavileri yapılabiliyor. Gelişen teknoloji ile birlikte kötü huylu tümörlerde de çok iyi sonuçlar alabiliyoruz” ifadelerini kullandı.