Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
TEK ÇARE CUMHUR İTTİFAKI: Huzurlu ve güvenli liman arayanlara tek çare, MHP ve Cumhur İttifakı’dır. Mahalli idarelere düşen zilleti kaldırmak için hazırlık yapıyoruz. Türkiye’nin önünü kesmek isteyenleri mahalli idarelerden silip atmak hedefiyle yanıp tutuşuyoruz. Karşımızdaki siyasi bariyeri, teslimiyetçi siyaset engelini aşmak durumundayız. Bir karar vericinin değil, rehin altındaki bir protestocunun ruh haliyle siyaset yapanlara günlerini göstermenin, tarihin ve milletin gündeminden çıkarmanın arayışındayız. Bu maksatla devamlı çalışıyoruz. 81 ilimizin tamamında milletimizin her güzel insanı ile görüştük.
KÜRT KÖKENLİ KARDEŞLERİM BAYAĞI TAKTİKLERE ALDANMAZ: Kürt kökenli kardeşlerim eşit hak ve hukuka sahip vatandaşlarımızdır ve bizim can beraberimizdir. Hangi Kürt kökenli kardeşim herhangi bir imkandan bugüne kadar mahrum kalmıştır? Cumhuriyetin fırsat eşitliğini yok saymak mümkün müdür? Vatandaşlara her kapı açık değil midir? Kürt kökenli kardeşlerim kaymakam, vali, bakan, meclis başkanı ve hatta cumhurbaşkanı olmadılar mı? Dahası CHP’ye genel başkan olarak toplum önüne çıkmadılar mı? Bir insanın etnik kökeni sebebiyle ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesi, tarihimizin hiçbir döneminde görülmeyen bir alçalma halidir. Yerel seçimler öncesinde CHP’nin acemi genel başkanı sözüm ona HEDEP’i tava getirmek emeliyle gemiyi azıya almıştır. Atlas Okyanusu’ndaki Porto Riko Çukuru kadar derin art niyetlilik içindeler. Kürt kökenli kardeşlerim bayağı taktiklere aldanmaz. CHP Genel Başkanı’na tavsiyem, ya HEDEP’i içlerine almaları, ya da HEDEP’e katılmalarıdır. HEDEP demek CHP demektir. CHP Genel Başkanı kulağını Kandil’e verdiği sürece hüsrandan kurtulamayacaktır.
BİR SİYASETÇİNİN ÖZÜ, SÖZÜNE KEFİL OLMALIDIR: Bir teröristin, bir bölücünün insan haklarından, hukuk ilkelerinden bahsetmesi, bal gibi kavramların ve kelimelerin infazıdır. Türkiye uzun bir süredir böylesi bir tahakküm altındadır. Bu hazin ve içler acısı gerçek, siyaset eve siyasetçiye güveni tahrip etmektedir. Buna kimsenin hakkı yoktur. Millet birliğini bozan, yalnızca dilde, inançta farklılaşma değil, nasıl yönetileceği konusunda yaşanan tereddütlerdir. Bizden beklenen fonksiyonlardan biri her sorun ve beklentiye isabetli cevaplar üretmektir. Makam ve koltuk ihtirasının tutsağı olanlar suç örgütüne dönüş yapabilmektedir. Bir siyasetçinin özü, sözüne kefil olmalıdır.
TİKTOK REZALETİ SALGIN GİBİ YAYILMAKTADIR: Daha çok faiz geliri elde etmek için tertip edilmiş fon ve finans oyunları, doymamış kursakların tahrikleriyle milyon dolarlarını bu fonlara bağlayan tanınmış simalar, bunlara çanak tutan sahtekar bankacılar, saçlarına dolardan bukleler yapan şaibeli soytarılar, gerçekten de milletimizde haklı bir öfkeye neden olmaktadır. Tiktok rezaleti ise salgın gibi yayılmaktadır.
PASLI MÜHÜRÜ SÖKÜP ATACAĞIZ: CHP Genel Başkanı demiş ki, “Ekrem Bey İstanbul’a mühürlü, ben CHP’nin başarısına mühürlüyüm”. Biz o paslı mühürü inşallah söküp atacağız. Tahriklere, aşağılamaya, dış güçlerin etki ajanlarına sonuna kadar direnip Türkiyemizi savunacağız. Hedefimiz, dağlarında teröristlerin, meydanlarında bölücülerin cirit atmadığı, yoksulluk, açlık ve sefaletin Türk millet için kader olmadığı, kanunsuzluğun kol gezmediği, etnik köken, dil ve din farklılıklarına bakılmaksızın bütün evlatlarımızın huzur ve güven içinde yaşayacağı bir Türkiye’dir. MHP ve Cumhur İttifakı bu göreve yine taliptir. Bunu gerçekleştirmek için 31 Mart’ta seferberlik ruhuyla sahadadır.